İMGENİN İDEOLOJİSİ

“The Ideology of the Image”

Sanatçılar: Ardan Özmenoğlu, Ayline Olukman, Bahar Oganer, Halil Vurucuoğlu, İrfan Önürmen, Murat Pulat ve İsmail Eğler

Küratör: Efe Korkut Kurt

18 / 06 / 2013 – 28 / 09 / 2013

“İdeoloji, toplumsal gerçekliğe bağımlılığını yanlış-tanıyan düşünümcü bir tanımdan, eylem-odaklı bir inançlar kümesine, bireylerin toplumsal bir yapıyla aralarındaki ilişkilerini yaşamalarını sağlayan vazgeçilmez mecradan hâkim bir siyasi iktidarı meşrulaştıran yanlış fikirlere kadar her şeyi adlandırabilir. Tam da ondan uzak durmaya çalıştığımızda ortaya çıkıveriyor gibidir, açıkça orada bulunduğunu sandığımız zamansa ortaya çıkmaz.”

Slovoj Zizek

İdeoloji Hayaleti

Geçen yüzyıl trajik bir biçimde hâkim sisteme karşıt – eleştirel – kültür üretiminin tam da bu sistemi beslediğine ve güçlendirdiğine şahit oldu. Bu karşıtlık ilişkisinin siyasi olarak yıkıldığı süreç ise ideoloji sonrası bir dünya olarak tanımlandı. Buna biraz da ironi ile tarihin sonu tezleri eşlik etti. Kapitalizm kendisine direnme eğilimi gösteren tüm siyasal ve kültürel üstyapı kurumlarını adeta içinde soğuran bir hacıyatmaz mıydı?  Che’nin posterleri ve Sovyetler Birliği bayrakları birer turistik tişört baskıya dönüşürken sanat üretimi de sermaye kapitalin finanse ettiği görsel eğlence düzeyine mi iniyordu?

Sanat Bienallerinin büyük sermaye sponsorluklarıyla organize edildiği, ticari sanat fuarlarının gücünün ve hâkimiyetinin arttığı ve müzayede kurumunun belirleyici rol üstlendiği bir dünyada sanat artık Rönesans’tan beri süregelen toplumsal rolünü yitiriyor eleştirisi uzun zamandır gündemini koruyor. Bir alım-satım- yatırım aracına ve burjuvazinin duvar süslerine dönüştüğü yorumları geç-kapitalizm çağında da tüm hararetiyle dillendirilmektedir. 1960lardan 2010lara bu karamsar sorulara eşlik eden yeni avangard akımlar sanatı etik bir düzleme indirgeyerek estetiği hor görme eğilimlerine ve artzamanlı olarak ta bunun yeni bir estetik rejim olarak kurulması eşlik etti. Yani güncel sanat ta bir bakıma karşıtı olarak kurulduğu şeye dönüştü.

Diğer taraftan aynı süreç içerisinde sanat gerçek gücünü kaybettiği yerde yeniden keşfetmiştir: İmgede.

Karamsar düşünür Adorno’nun bile sanata biçtiği umut içeren rol işte tam burada başlar. Bu sergi ideoloji imgelerinin geçersizleştiği günümüzde imgelerin ideolojisinin altını çizmeyi hedefler. Bu olumsuzlamaya ve sinizme yer vermeyen, katı rasyonel denklemlerden kaçan, imgenin dile sığmayan gücüne ve gerçeğine yeniden yüzümüzü dönmenin gerekliliğine işaret eder. Bu bağlamda, imgesel yönden güçlü ve etkili çağdaş sanatçıların çalışmalarının bir seçkisi niteliğindedir. Katılan her bir sanatçının çalışması söylem düzeyinde değil ama çağdaş estetiğin güncel karşılığı bağlamında bütünlük arz eder. Bu tam da ideolojinin kendini gösterdiği andır.