Objet Petit a: Arzumun Eksik Nesnesi

İrfan Önürmen – Karolin Fişekçi – Murat Pulat

ALANistanbul-I

17 Mart 2011 – 11 Nisan 2011

ALANistanbul-I İrfan Önürmen, Karolin Fişekçi ve Murat Pulat’’ı Mart-Nisan aylarında Objet Petit a: Arzumun Eksik Nesnesi” adlı sergi ile misafir ediyor. Fransız psikiyatr Lacan’ın “obje petit a” kavramı 3 sanatçılı bir serginin konusuna dönüştürülüyor. Sanatçılar resim, fotoğraf, video gibi çağdaş sanatın farklı disiplinlerini kullanarak kovaladıkça kaçan arzu nesnesi meselesini görselleştiriyorlar.

Çağdaş sanatın önemli isimlerinden İrfan Önürmen’in tül katmanlarından oluşan yapıtı, derinlik ve espas ilişkisiyle temsil edilirken figürün tüller arasında çözülmesi izleyicinin röntgencilik duygularını tetikliyor.

Shoot sergisindeki cesur işleriyle adından söz ettiren Karolin Fişekçi bu sefer kimilerine sakıncalı gelebilecek ilk videosu ve figüratif resimleriyle ALANistanbul duvarlarını ısıtacak. (Sanatçının önerisi ve ortak verilen kararla bu sergi +18’liktir.)

Murat Pulat’ın yağlıboya resmin olanaklarından yararlanarak kalın boya dokunuşlarıyla oluşturduğu resimlerinde film kareleri çarpıcı birer plastik eser haline geliyor. Sanatçı onları dönüştürüyor ve sonucunda figürü onların yarattığı hipnotik etkiyle beraber ortaya çıkarıyor.

Objet Petit a: Arzumun Eksik Nesnesi

İnsanın yaşam enerjisi bir taraftan da en büyük sefaleti midir? Arzu insanı insan yapar fakat telafisi mümkün olmayan bir eksiklik duygusu uğruna mı? Her şeyin bir ayartmaya dönüştüğü günümüz kapitalist toplumlarında bu eksiklik duygusu kışkırtılarak sistemin tahakkümü artarken, arzularımız kışkırtıldıkları ölçüde eksiklik duygumuz daha da artıyor ve bizleri ucu açık bir sarmalın içine sokuyor. Bu yönden arzumuzun bu kayıp nesnesi en çok da imge düzleminde, görsel medya üretimi üzerinden gerçekleştiriliyor.

Lacan’a göre “obje petit a” henüz dile geçmeden; toplumsallık, din, kadın, erkek kavramlarının dünyasına girmeden önce, (yani bebeklikte) anneyle birlikte yaşantıladığın bütünlük halinin bitimiyle kaybettiğin şeydir. “Objet petit a” henüz konuşma dilinin içinde olmadığın zaman sahip olduğun şeydir. Daha sonra, onu kaybedip dilin/temsilin dünyasına geçtiğin vakit –yani özne haline geldiğinde- onu sonsuza kadar kaybedersin ve tüm hayatın onun yerine büyük a’lar koymakla geçer. Hiçbiri onun yerini tutmaz. Sonsuza kadar ertelenmiş bir şeydir objet petit a. İşte bu yüzden hep arzulanandır, hep boşluğu doldurulmaya çalışılıp hep başarısızlığa uğratandır. İmkânsızdır!

Obje Petit a: Arzumun Eksik Nesnesi” soru ve cevaplardan ziyade, durumlara yönelir. Sergi sadece görsel düzlemde, çağdaş sanatın imkanları içerisinde eksik nesnesini arayan bakışı kendisine çevirme girişimidir.